Manisa, sanayi gücünden yeterince faydalanamıyor. BYD yatırımı, şehrin sosyal yaşamını dönüştürme fırsatı sunuyor. Manisa'nın yaşanabilir bir şehir olma yolunda atacağı adımlar kritik.
Manisa Organize Sanayi Bölgesi, Türkiye’nin en iyi sanayi bölgelerinden biri olarak öne çıkıyor. 600’den fazla fabrika, bu bölgedeki sanayi potansiyelini gösteriyor. Ancak, Manisa'nın bu sanayi gücünden yeterince faydalanamadığı gerçeği göz ardı edilemez. Beyaz yakalı çalışanlar, İzmir’de ikamet ediyor ve günlük olarak Manisa’ya gidip geliyor. Bu durum, şehrin ekonomik canlılığını olumsuz etkiliyor.
Çalışanların kazandıkları parayı İzmir’de harcamaları, Manisa’da kalıcı bir sosyal yaşamın oluşmasını engelliyor. Kültürel etkinlikler, sosyal alanlar ve kaliteli konut projeleri gibi unsurların eksikliği, nitelikli iş gücünün Manisa’da kalmasını zorlaştırıyor. Bu nedenle, Manisa’nın sanayi gücünü destekleyecek bir dönüşüm sürecine ihtiyacı var.
BYD’nin Manisa’ya yapacağı yatırım, şehrin geleceği açısından büyük bir fırsat sunuyor. 3 bin Çinli çalışanın gelmesi, şehirde sosyal ve ekonomik dinamikleri değiştirebilir. Ancak, bu yatırımın sadece bir fabrika açılışı olarak görülmemesi gerekiyor. Manisa’nın kendini dönüştürmesi, bu yatırımın başarısı için kritik bir öneme sahip.
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in “Manisa’da kazanılan para Manisa’da kalsın istiyorum” sözü, şehrin geleceği için önemli bir hedef belirliyor. Nitelikli konut projeleri, sosyal alanlar ve kültürel etkinlikler, Manisa’nın sadece bir çalışma kenti olmaktan çıkıp yaşanabilir bir şehir olmasını sağlayabilir.
Futbol, günümüzde şizofrenik bir ruh haline dönüşmüş durumda. Fenerbahçeliler ve Galatasaraylılar arasındaki rekabet, dostlukları bile zedeleyebiliyor. Maçlar, artık sadece bir spor etkinliği olmaktan çıkmış, insanların hayatlarındaki sıkıntıların yansıtıldığı bir alan haline gelmiştir. Bu durum, futbolun ruhunu zayıflatıyor.
Futbolun bir oyun olduğunu unutmamak gerekiyor. İnsanlar, maçları izlerken sadece kazanmak ve ötekini susturmak istiyor. Bu gerginlik, sevdiklerimizle aramızda duvarlar örüyor. O yüzden, futbolun keyfini çıkarmak ve anı biriktirmek için biraz geri çekilmekte fayda var.
İngiliz kulüpleri, futbolu sadece bir oyun olarak değil, kültürün bir parçası olarak görüyor. Beş futbol kulübü, taraftarlarının duygularını yansıtan şiirler yazdırmak için şairlerle işbirliği yapıyor. Bu projeler, futbolun gençleri okumaya ve yazmaya teşvik eden bir araç olarak kullanılıyor.
Bu tür projeler, futbolun kültürel boyutunu ön plana çıkarıyor. Bizde ise futbolun kültürel yönü genellikle göz ardı ediliyor. Taraftarlar, kulüplerinin tarihini ve ruhunu anlatan şiirler yerine küfürleri duyuyor. Bu durum, futbolun gençler üzerindeki etkisini sorgulamayı gerektiriyor.