Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, terör örgütü PKK yöneticisi Cemil Bayık’ın kongre çağrısına yanıt vererek, 'Hükümlü olan Öcalan dışarı çıkıp kongre yönetemez' dedi. Tunç, terörle mücadelenin devam edeceğini vurguladı.
Bakan Tunç, Cemil Bayık’ın açıklamalarına yanıt vererek, 'Hükümlü olan Öcalan dışarı çıkıp kongre yönetemez' ifadesini kullandı. Tunç, terör örgütünün liderinin çağrısının muhatabının devlet değil, terör örgütü olduğunu belirtti. 'Bir hükümlünün dışarıdaki bir toplantıyı yönetmesi mümkün olamaz' diyerek, bu durumun yasal çerçevede mümkün olmadığını vurguladı.
Öcalan’ın tahliyesi veya umut hakkı tanınması gibi bir şartın söz konusu olmadığını ifade eden Tunç, terör örgütünün kendi iç dinamikleriyle hareket etmesi gerektiğini belirtti. Tunç, 'Nasıl kongre topluyorlarsa toplayıp kendileri örgütü feshedecekler' dedi.
Bakan Tunç, PKK terör örgütü üyelerinin durumu hakkında herhangi bir düzenleme yapılmasının şu an için söz konusu olmadığını ifade etti. 'Bundan sonraki adımlar ne olabilir şeklinde şimdiden bir tartışma doğru değil' diyen Tunç, bu sürecin akamete uğramaması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Covid izni ile ilgili düzenleme dışında bir af veya genel af söz konusu olmadığını belirtti.
Terör örgütünün silah bırakması ve feshedilmesi durumunda ne olacağına dair sorulara yanıt veren Tunç, 'Bu sürecin akamete uğramaması lazım, bu hepimiz için önemli' dedi. Tunç, terörle mücadelenin devam edeceğini ve bu konuda kararlılık gösterileceğini belirtti.
Cemil Bayık’ın, 'Ateşkes koşullarının sağlanması gerekir' açıklamasına yanıt veren Tunç, 'Silah, silah bırakma şartı yerine getirilmezse terörle mücadele devam eder' dedi. Tunç, devletin terörle mücadeleden vazgeçmesinin söz konusu olamayacağını ifade etti. 'Hedefimiz ülkemizi terörden kurtarmak' diyerek, bu konudaki kararlılıklarını yineledi.
40 yıldan bu yana büyük kayıplar verildiğini belirten Tunç, 'Şimdi bu hançeri çıkardığımız zaman tabii bu yaranın iyileşmesi, o çıkarılan yerdeki iyileşmeyi sağlayacak gereklilikler ne olabilir?' şeklinde bir değerlendirme yaptı. Bu çağrının sonuç verip vermediğine bağlı olarak ilerlemenin olacağını ifade etti.
Umut hakkının mevcut mevzuatta yer almadığını belirten Tunç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlülerinin koşullu salıverme süresinin 30 yıl olduğunu ifade etti. Bu süre dolduğunda, cezaevinde iyi halli olanların tahliye olabileceğini belirtti. Ancak, birden fazla ağırlaştırılmış müebbet cezası olanların durumunun farklı olduğunu vurguladı.
Ceza infaz mevzuatında sürekli iyileştirmeler yapıldığını belirten Tunç, 'Cezaevinde ölmesin hükümlü' ifadesinin insan haklarına aykırı olduğunu söyledi. Ancak, bu durumun genel af şeklinde yorumlanmasının doğru olmadığını ifade etti.
İmralı’da bir tecrit söz konusu olmadığını belirten Tunç, geçmişte sağlık durumunun kötüye gittiği iddialarının asılsız olduğunu ifade etti. Hükümlülerin cezaevindeki şartlarının mevzuata uygun şekilde yürütüldüğünü vurguladı. 'Orada sağlık şartları, yeme, içme, barınma şartları hepsi mevzuatımıza uygun şekilde yürütülüyor' dedi.
İmralı’da çekilen videoların devletin güvenlik ve istihbarat açısından çekildiğini belirten Tunç, bu durumun dezenformasyon olmadığını ifade etti. Hükümlülerin cezaevindeki şartlarının belli olduğunu ve bu konuda herhangi bir ayrım yapılmadığını vurguladı.
Covid izniyle ilgili düzenlemelerin af olarak yorumlanmaması gerektiğini belirten Tunç, bu düzenlemenin tamamen Covid süreciyle ilgili olduğunu ifade etti. 2020’de Covid izninden yararlanarak tahliye edilenlerin sayısının yaklaşık 100 bine yakın olduğunu belirtti. Bu düzenlemenin 31 Temmuz 2023 tarihine kadar uzatıldığını ifade etti.
Kapalı cezaevinde bulunanların da 3 yıl erken açık cezaevine geçtiğini belirten Tunç, bu düzenlemenin cezaevinde bulunanların durumunu iyileştirdiğini ifade etti. Ancak, daha önce suç işlemiş olanların bu düzenlemeden yararlanamaması gibi bir durumun ortaya çıktığını vurguladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı’na yönelik ifadelerini eleştiren Tunç, bu tür ifadelerin kabul edilemez olduğunu belirtti. İmamoğlu’nun yargı süreciyle ilgili oluşturduğu mağduriyet algısının yanlış olduğunu ifade etti. 'Yargının yürüttüğü soruşturmalar üzerinden bir mağduriyet algısı oluşturup, ‘beni engellemek istiyorlar’ gibi bir durumun içerisine giriyor' dedi.
Yargı mensuplarına yönelik tehditkar ifadelerin kabul edilemeyeceğini belirten Tunç, bu tür davranışların toplum tarafından tasvip edilmeyeceğini vurguladı. İmamoğlu’nun kullandığı ifadelerin talihsizlik olduğunu belirtti.