2024'te ağır yaralar alan iş dünyası, 2025'te belirsizliklerle karşı karşıya kalacak. Yüksek faizler, Avrupa'daki düşük talep ve yurtiçindeki ekonomik önlemler, işletmelerin likidite durumlarını dikkatli yönetmelerini zorunlu kılıyor. İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, şirketlerin nakit akışını yönetmede zorluk yaşayacaklarını belirtiyor.
Yüksek faiz ortamı ve artan işçilik maliyetleri, işletmelerin 2025 yılında da likidite sorunları ile başa çıkmalarını gerektiriyor. Sanayi sektöründe özellikle küçük ölçekli işletmelerin bu sıkıntılardan daha fazla etkileneceği öngörülüyor. Aran, şirket iflasları ve konkordatoların artabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Makina İmalat Sanayi Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, Türkiye'nin global oyuncularının zor bir süreçten geçtiğini ifade ediyor. Dalgakıran, “Bu durum devam ederse çok sayıda sanayici 2025 yılında su yüzüne çıkamaz” diyor. Bu bağlamda, şirketlerin likidite yönetimi konusunda dikkatli olmaları gerektiği vurgulanıyor.
Servo Capital Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Kiziroğlu, 2025 yılı için şirketlere bir yol haritası sunuyor. Kiziroğlu, “2025 senesi kârlı mal satma ve kâr etme dönemi değil” diyerek, likidite yönetiminin önemini vurguluyor. Şirketlerin etkin stok yönetimi ile taşıdıkları stoku azaltmaları gerektiği öneriliyor.
Kiziroğlu, şirketlerin kâr marjından feragat ederek ürünlerini kısa vadeli veya nakit satmalarının önemli olduğunu belirtiyor. Ayrıca, uzun vadeli mal satan şirketlerin ticari alacaklarını vadesinden önce kırdırarak likiditelerini sağlamlaştırabileceklerini ifade ediyor.
Şirketlerin, tedarikçi ödemelerini uzun vadeye yayarak biriken likidite ile faaliyetlerini devam ettirebilecekleri de belirtiliyor. Likiditenin sıkışık olduğu dönemlerde, tedarikçi ödemelerini erteleyerek sabit sermaye yatırımı yapmanın büyük bir hata olacağı vurgulanıyor.
Şirketlerin mevcut pazarlar dışındaki yeni pazarlara girmeye devam etmeleri gerektiği ifade ediliyor. Halka arz veya hisse satışı, şirketlerin sermayesini güçlendirecek bir seçenek olarak öne çıkıyor. Kiziroğlu, “2025 senesi hisse satmak için çok iyi bir sene değil fakat yüksek faiz oranlarındansa hisse satarak içeri girmiş faizsiz nakit bu dönemde hem şirketlerin likiditesini sağlamlaştırabilir” diyor.
Büyük ve ihracatı olan şirketlerin, yüksek TL faizli borçlarını yurtdışı piyasalarda yapacakları Eurobond ihraçlarıyla yeniden yapılandırabilecekleri belirtiliyor. Ayrıca, yurtiçi özel sektör tahvil ihracı ile işletme sermayesi ihtiyaçlarının karşılanabileceği ifade ediliyor.
Yüksek banka kredi borcu olan şirketlerin, kredi veren bankalarıyla anlaşarak faiz ve anapara geri ödemelerini ertelemeleri gerektiği öneriliyor. Eğer bu mümkün olmuyorsa, konkordato başvurusu yaparak alacaklılarla masaya oturmanın en uygulanabilir yöntem olacağı ifade ediliyor.
Sonuç olarak, 2025 yılı iş dünyası için zorlu bir dönem olacak. Şirketlerin likidite yönetimi konusunda dikkatli olmaları, finansal yeniden yapılandırma ve alternatif yöntemleri değerlendirmeleri gerekecek. Bu süreçte, deneyimli danışmanlarla çalışmanın önemi vurgulanıyor.