2024 yılı otomotiv sektörü değerlendirmesi, TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Birinci'nin açıklamalarıyla gündeme geldi. Birinci, 2017 yılının referans alındığını ve 2024 için üretim beklentilerinin düştüğünü vurguladı.
Birinci, 2017 yılının dünya otomotiv sektörü için referans yılı olduğunu belirtti. 2017'den sonra 100 milyonluk üretim beklentisi oluşmuştu. Ancak, ekonomik krizler ve ticaret savaşları nedeniyle bu rakam 2023 ve 2024 için 92-93 milyon bandında sıkıştı. 2026 yılı için de benzer bir düz seyir gözlemleniyor. Türkiye'nin toplam pazar içerisindeki payı ve yüzdesel değişim ise dikkat çekici bir durum oluşturuyor.
Birinci, Türkiye'nin pazar payının 1,8'den 1,6'ya gerileme potansiyeli taşıdığını ifade etti. Bu durum, tehlike çanlarının çaldığını gösteriyor. 2026 yılında 1,4'e kadar gerileme riski bulunuyor. Bu durum, otomotiv sektöründeki belirsizlikleri artırıyor.
Birinci, Türkiye'nin 2025 yılında üretim verileri açısından ilk 10'a gireceğini belirtti. 2024'te 10'uncu olan Tayland, 2025'te 12'nci sıraya düşecek. Türkiye'nin bu sıralamada kalıcı olması için 2 milyona yaklaşması gerektiği vurgulandı. Aksi takdirde, sürekli olarak 10'unculuk ve 15'incilik arasında gidip gelme riski bulunuyor.
Güney Kore, Brezilya ve İspanya gibi ülkelerin üretim rakamlarıyla karşılaştırıldığında, Türkiye'nin 1,485 milyon adetle önemli bir konumda olduğu ifade edildi. Bu durum, Türkiye'nin otomotiv sektöründeki rekabet gücünü artırmak için kritik bir gösterge olarak değerlendiriliyor.
Birinci, ihracat rakamlarının 2017'de 9,7 milyar dolar olduğunu ve bugün bunun neredeyse yüzde 50 artarak 15 milyar dolara ulaştığını belirtti. Ana sanayinin rakamları da 19,5-20 milyar dolardan 22-23 milyar dolara yükseldi. Bu durum, tedarik sanayisinin büyümeye devam ettiğini gösteriyor.
Rekabetçilik açısından ise çeşitli politikaların ve regülasyonların ihracatçılığı zorladığı ifade edildi. Ancak, rakamların sürekli artması, tedarik sanayisinin geleceği için umut verici bir durum oluşturuyor. Bugün alınan kararların, gelecekteki projelerin etkilerini belirleyeceği vurgulandı.
Birinci, elektrikli otomobil yatırımlarında marka sayısının azaldığını belirtti. 2022'de 15 ülkede 103 marka bulunurken, 2025'te bu sayı 14 ülkeye ve 89 markaya düştü. Model sayısında ise artış gözlemlendi. Bu durum, otomotiv sektöründeki rekabetin değiştiğini gösteriyor.
Çin'in marka sayısındaki azalma, sektördeki dönüşümün bir parçası olarak değerlendiriliyor. Birinci, bu iş modelinin sayısal açıdan çalıştığını ifade etti. Ancak, gelecekte daha az marka ile daha fazla model üretimi hedefleniyor.
Birinci, yeni projelere ihtiyaç olduğunu vurguladı. Hyundai ve Ford gibi örneklerin, tedarik sanayisinin geleceği için önemli olduğunu belirtti. Türkiye'den alınacak ürünlerin, yerli üretim kapasitesine sahip firmalardan temin edilmesi gerektiği ifade edildi.
Bu durum, tedarik sanayisinin gelişimi için kritik bir fırsat sunuyor. Yeni yatırımların artması, sektördeki rekabetçiliği artıracak ve Türkiye'nin otomotiv pazarındaki konumunu güçlendirecektir.
Birinci, Chery'nin yeni yatırımının Samsun'da yapılmasının doğru bir karar olduğunu belirtti. TAYSAD olarak, yerli komponentlerin artırılması için çalışmalara devam edileceği ifade edildi. Yerlilik oranının artırılması, sektördeki rekabet gücünü artırmak için önemli bir hedef olarak belirlendi.
Bu bağlamda, Togg örneği gibi yüksek yerlilik oranına sahip projelerin desteklenmesi gerektiği vurgulandı. Diğer markalarda da bu oranı yükseltmek için çaba gösterileceği belirtildi.